Bayılırız, buhran ithal etmeye! Koşulları olsun olmasın buhran ithal etmeye, bayılırız! Arabayı atın önüne koşmaya, bayılırız! Yeniden alevlendirilen “Türk” değil, “Türkiyeli” olmak tartışmalarının gerisinde yatanın “özenti” olup olmadığını düşünüyorum. Evet, “özenti.” Katışık kültür diye bilinen Kuzey Amerikan kültürüne özenti ki, başlıca niteliğinin “yayılmacı” olduğu söylenir. “Katışık kültür”ün önde gelen temsilcisi göçmen toplumların oluşturduğu Amerikan kültürüdür. Kendi istatistiklerine göre, ABD’nin kabul ettiği göçmen sayısı elli milyondan fazla ve buna her yıl beş yüz bin ilâ bir milyon ekleniyor. Bundan 20,000 yıl önce Bering Boğazı üzerinden geldikleri söylenen şaman Kızılderililer var. Püriten’inden, Quaker’ına, Katolik’inden, Maynonayt’ına, Luterci’sinden, Anglikan’ı yüzlerce mezhepten İngilizler, İspanyollar, Portekizliler, Fransızlar, Hollandalılar, İtalyanlar, Almanlar, İskadinavlar, İrlandalılar ve 1880’den itibaren zulmden kaçan Yahudiler var ki, bugün yaklaşık altı milyon cıvarında oldukları söylenir.
Bir de “zoraki göçmen” dedikleri Afrikalılar var ki, bunlar köle olarak getirilenler. 1619-1808 yılları arasında beş yüz bin köle getirildiğinden bahsedilir. Çinlileri, Japonları, Kübalıları saymıyorum bile. Aşağıdaki gibi bir yazışma düşünün ki, hayali değil, sahici bir yazışmadır (1) “Soru: “Ben bir Katolik lisesinde okuyan bir Yahudi öğrenciyim. Dini inançlarım hakkında bir kompozisyon yazıyorum. Sorulardan birisi, İsa kimdir. Adamın yaşadığına bile inanmıyorum ama özel birisi olmadığı düşüncemi destekleyecek kanıtları nereden bulabilirim? İsa’ya inanmıyorum demem yetmez. Görüşlerimi destekleyecek yardıma ihtiyacım var. Teşekkürler.” Cevap: “Yahudilerin İsa’ya ilişkin tutumunu tartışmak durumunda kaldığın zamanlarda, göz önünde bulundurman gereken ilk şey, ispat yükümlülüğünün Hıristiyanlarda olduğudur, Yahudilerde değil. Yahudi dini, Hıristiyanlıktan binlerce yıl önce vardı ve Hıristiyanlık, Tevrat’ın ve diğer Yahudi Metinleri’nin kutsal olduğunu kabul eder. Dolayısıyla, Hıristiyanlarla tartışırken Yahudiliğin gerçekliğine girmenin gereği yoktur. Ancak, Hıristiyanlar kendi tanrıları olan İsa’nın dünyaya geldiğini ve Tevrat’ın kanunlarını iptal ettiğini, onları ‘Yeni Ahit’ ile değiştirdiğini iddia ederler ki, bu, İsa’nın varlığına inanç demektir. İsa’nın varlığına inanç ise olağandışı ve savunulamaz bir tutumdur: Bir insanın sahiden Tanrı, ya da Tanrı’nın bir parçası olduğu iddiası, çok ciddi bir iddiadır. Kime söylense saçmalık hatta delilik diye reddeder.” Bir başka ülke, 668 dilin konuşulduğu İndonezya. İlginç bir ülke, çünkü en az ABD kadar “derleme.” Adı, Yunanca “Hindistan” anlamına gelen “indos” ve “ada” anlamına gelen “nesos” kelimelerinde türetilmiş. Indonezya’da bir milyondan fazla kişinin konuştuğu dillerin sayısı sadece onbeş (2) ve nüfus 200 milyon. Yüzde seksenden fazlası Müslüman, altısı Protestan, üçü Katolik, ikisi Hindu, biri Budist. Etnik kökenlerine baktığımızda yüzde kırkbeşi Cavalı, yüzde ondördü Sundanlı, Maduriler ve Malayların her biri yüzde yedi buçuk cıvarında, geri kalan yüzde yirmi altı sayılamayacak kadar küçük rakamlardan oluşan gruplar. Etnik gruplar bazen iki ayrı dine bölünüyor, bazen de iki etnik grup bir dinin altında birleşiyor.
(daha&helliip;)