“ILIMLI MÜSLÜMAN”TESTİ! SORU: 11 EYLÜL’DEN KİM SORUMLUDUR?

Daniel Pipes diye bir adam var. 1949 doğumlu, Bush takımından Orta Doğu ve İslamiyet “uzmanı” bir bir neo-con tarihçi, Harvard ve Şikago üniversitesinde hoca, ayrıca Amerikan Barış Enstitüsü ve Orta Doğu Forumu adlı think-tank’in direktörü, “çok” önemli bir adam. Pipes’ın, daha 2003 yılında Küdus Postası (Jerusalem Post) isimli İsrail gazetesinde yayınladığı bir yazı var ki, “ılımlı İslam” tartışmalarının odak noktalarından biridir dense yeridir. Sözlerine “Benim çoğu zaman iddia ettiğim gibi, sorun militan İslâm, çözüm ılımlı İslâm ise, bu iki İslâm biçimi birbirinden nasıl ayrıştırılacak?” diye başlayan Pipes, “hele de Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlar söz konusu olduğunda bu zor bir sorudur” dedikten sonra bir Test önerir; ılımlı İslâmı, ılımlı olmayandan ayıracak bir Test.

Sorular da şöyle:

(1) Şiddet: Sivil düşmanlarını öldürmek için canlarını veren Filistinlileri, Çeçenleri ve Keşmirlileri hoş mu görürsünüz, kınar mısınız? …Hamas…Hizbullah…İslâmi Cihad…El Kaide… (daha bir sürü isim var) gibi örgütleri isim vererek terörist gruplar olarak kınar mısınız?

(2) Modernite: Müslüman kadınlar erkeklerle (örneğin, miras ve mahkemede şahitlik konularında) eşit haklara sahip olmalı mıdırlar? Bir savaş biçimi olan cihat, günümüz dünyasında kabul edilebilir mi? Diğer dinlerin meşruiyetini kabul eder misiniz? Müslümanların Batı’dan öğrenecekleri birşey var mıdır?

(3) Laiklik: Müslüman olmayan birisi Müslümanlarla tamamen eşit medeni haklara sahip olmalı mıdır? Müslümanlar başka dinlere ihtida edebilirler mi? Müslüman kadınlar Müslüman olmayan erkeklerle evlenebilirler mi? Müslüman olmayan bir çoğunluk hükümetinin yasalarını kabul eder, o hükümete/devlete hiçbir çekince koymaksızın sadakat gösterir misiniz? Devlet, örneğin Ramazanda yemek satışlarını yasaklamak gibi, dini kurallar dayatmalı mıdır? İslâm örfü, laik yasalarla çeliştiğinde (örneğin, sürücü ehliyetlerindeki fotoğrafların yüzünü kapatmak gibi) hangi yasa geçerli olmalıdır?

(4) İslâmi çoğulculuk: Sufiler ve Şiiler tümüyle meşru Müslümanlar mıdırlar? Sizin Müslümanlıktan çıktığınızı söyleyen birileriyle hiç karşılaşıyor musunuz? Sizce tekfir (bir Müslümanı kâfirlikle suçlama) kabul edilebilir bir pratik midir?

(5) Öz-eleştiri: İslâmın kökenlerine ilişkin akademik araştırmaların meşruiyetini kabul eder misiniz? 9/11 intihar saldırılarından kimler sorumluydu?

(6) Militan İslâma karşı savunma: Havayolları güvenlik uygulamaları gibi, sizin için fazladan soruşturma anlamına da geliyor olsa, militan İslamla savaşmak üzere güvenlik önlemlerinin arttırılmasını kabul eder misiniz?

(7) Batı’daki hedefler: Batılı ülkelerin çoğunlukta Hıristiyan ve laik olduklarını kabul eder misiniz, yoksa onları çoğunlukla şeriatla yönetilen Müslüman ülkelerine dönüştürmeyi mi arzu edersiniz?

Hele de internet ortamında neyin dezenformasyon, neyin provokasyon, neyin de sahici olduğu bilinmez; ama bu test ve öneriler yıllardır üzerinde konuşan şeyler olduğundan kulakarkası edilir gibi değildiler. Pipes, bu testin bireylerin ve/ya da tüzel kişiliklerin evraklarına, internet kayıtlarına vb. özel yazışmalarına girilip, saptanmasını öneriyor. Aydınlar, eylemciler, imamlar gibi “evrak izi” bırakanlar izlenirlerse, sonuçlar pek verimli olurmuş. Diğerleri için de sözlü sorular gerekirmiş. Sorular basit ve net olmalymış, zira “İslam bir barış dini midir” ya da “Terörizmi kınar mısınız?” gibi muğlak soruların kıymeti yokmuş, çünkü tanımlar farklılaşabiliyormuş. (http://www.danielpipes.org/article/1322)

Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım, siz yüzde doksan dokuzu Müslüman bir ülkenin üstelik inançlı bir başbakanı olsanız, kendinizi her an yukarda çevirisini sunduğum türden aşağılık bir oryantalist sorgulanma iklimi içinde kabasaba muhabirlerin sorularına muhatap olurken bulsanız, nasıl bir tepki verirdiniz?

Bana sorarsanız, Erdoğan’ın “Ilımlı denilince, ılımlı olmayanı varmış gibi oluyor. Sadece bir İslam vardır. Önüne bir şey konulamaz. Bu İslamı zedelemeye yönelik bir tezdir” cevabı, örneğin, benim başaramayacağım kadar soğukkanlı bir cevaptır. Kaderin cilvesine bakın ki, kendi ülkenize döndüğünüzde bu defa da kendi devletinizin başsavcısı yaraya tuz basar gibi sizi “laiklik ilkesine aykırı demeç” vermekle suçluyor. (bkz. 4 numaralı iddia) Hani, diyorum, şu Pipes testi “laiklik ölçütü” olarak kullanılamaz mı, acaba? Harvard, Şikago üniversitesi filân derken, ne güzel bilimsel de olur, tartışmaya mahal bırakmazdı!